13 Ağustos 2017 Pazar

MAHREMİYET EĞİTİMİ

Son yıllarda sıkça duyduğumuz çocuklara taciz, cinsel istismar vb. olaylardan dolayı bu konuyu blogumda olabildiğince açık bir şekilde ele almak istedim.

Peki bu eğitim nedir ve çocuğa bu eğitimin ne zaman verilmesi gerekir?

Mahremiyet eğitimi çocukları kötü niyetli insanların istismarından koruyan ve bedeninin dokunulmaz olduğunun farkına varmasını sağlayan temel eğitimlerdendir. Çocuğun güvenliği için uygun bilgilerin zamanında çocukla paylaşılması çok önemlidir. Çocuklar yaşamlarının ilk 2 yılında genellikle kendilerini ayrı bir birey olarak değil, annenin bir parçası olarak algılar. Yaklaşık 24 aylık oldukları dönemde kendilerinin anne ve babalarından farklı bir birey olduklarını algılamaya başlarlar.Bu dönemde yani 2 yaşına geldiklerinde mahremiyet eğitimi verilmeye başlanmalıdır.



Mahremiyet eğitimi nasıl verilir? 

Yaşına uygun bir şekilde, gelişim dönemlerini göz önünde bulundurarak ve korkutmadan verilmesi gereken bir eğitimdir. Güvenli ve sakin zamanlarda bu konuşmayı gerçekleştirmelisiniz. Ebeveyn kendini rahat hissetmeli ve günlük sıradan bir konu gibi konuşmalıdır.

1) Çocuğu yıkarken çocuğa özel bölgelerinin nereleri olduğunu gösterip sonrasında sizin o bölgelerini temizlemek için gördüğünüzü ancak normalde kimsenin özel bölgelerini görmemesi gerektiğini anlatın.

2) Özel bölgelerinin herkesin kendine özel olduğunu anlatın.

3) Aynı zamanda kendisinin de başkasının özel bölgelerine o kişiler izin verse ya da istese bile dokunmamaları gerektiğini anlatın.

4) Anne babalar ve akrabalar çocuklarını severken çocuklarına güçsüzlüklerini hissettirecek kadar büyük ve orantısız güç kullanmaktan kaçınmalılar.
Yapılan araştırmalar taciz yaşamış çocukların bir çoğu çırpınmanın ve taciz anında kaçmanın bir çözüm olmadığını düşündüklerinden dolayı kaçmayı ve kurtulmayı denememişlerdir. Çocuklara vücutlarını korumalarının kendilerinin hakkı olduğunu ve yetişkinler dahil kimsenin onların bedenini acıtmaya hakkı olmadığını anlatın.

5) Bu eğitimi en başından vermeye çalıştığımız için sizlerin dikkat etmesi gereken şeyler de var. Çocuklarınızın yanında soyunup giyinmeyin, çocuklarınızı da başkalarının yanında soyunup giydirmeyin.

6) Tuvaletini yaparken veya yaptırırken kapısının kapalı olması gerektiğini söyleyin.

7) Altını değiştirirken kalabalık yerlerde değil daha sakin yerlerde hatta kimsenin olmadığı yerlerde değiştirmeye çalışın.

8) Sosyal bir ortamda çocuk eğer sarılmak, öpülmek, tokalaşmak istemiyorsa onu zorlamayın.

9) Hiç kimsenin onun canını acıtmaya hakkı olmadığını söyleyin. Bunun anne, baba, kardeş, komşu, öğretmen, doktor, polis... herkesi kapsadığını söyleyin.

10) Güvenlikleri konusunda hislerine güvenmelerini söyleyin.

11) Diğer insanların anne babasından sır saklamasını istemesinin doğru olmadığını anlatın. Böyle bir istekte bulunan insanlara güvenmemesi gerektiğini ve hemen anne babasına söylemesi gerektiğini öğretin.

12) Eğer birileri onu incitiyorsa size söylediklerinde başlarının derde girmeyeceğini anlatın.

13) Bu konuşmaları ara sıra yapın, bu konuda öğrendiklerini ona sorun.


Bu konuyu anne babalar olarak lütfen dikkate alın, ihmal etmeyin. Çocuklarımızı istismardan korumak için elimizden gelenin daha fazlasını yapmalıyız.

Uzman Klinik Psikolog Büşra TONYALI 


28 Haziran 2017 Çarşamba

Ergenlik Dönemi: Anne Babalar Ne Yapmalı?

     Ergenlik dönemi her insanın belli yaşlarda yaşadığı, çocukluktan yetişkinliğe atılan ilk adımdır. Genel olarak 12-20 yaş arası olarak kabul edilen bu evre, kızlarda 8-13, erkeklerde 10-15 yaşlarında başlar.
     Bu evrede fiziksel ve ruhsal olarak bazı değişimler yaşanır. Ebeveynler ile zıt düşünceler oluşmaya başlar. Bu dönemde anne ve babalar, sevimli ve itaatkar küçük çocuklarının yerini alan bu huysuz, inatçı kişiyle uyum sağlamaya çalışırken kaybettikleri çocuk için bir çeşit yas duygusu yaşarlar. Bu durum çatışmaları daha çok alevlendirir. Artık otoritelerinin eski gücü kalmadığını görmek anne-babalarda bir parça kaygı yaratabilir. Ebeveynlerin bu durumu anlaması ve doğru şekilde değerlendirmesi gerekir.



Anne babalar neler yapmalı?
  • Geçirdiğiniz zamanın fazla olmasından çok nitelikli ve kaliteli olmasına özen gösterin. Karşılıklı konuşurken iyi bir dinleyici olun. Her seferinde nasihat vermeyin, çocuklar da güvendikleri birisinin onları yargılamadan dinlemesini ister.  
  • Çocuğunuza önem verin ve yaptığı yanlış davranışı karakterine ve çocuğun benliğine yüklemeyin. Davranış ile çocuğu birbirinden ayırın. Önemsiz durumları görmezden gelin.Daha önemli konularda düşüncelerinizi, neyi ve neden tasvip etmediğinizi belirtin ancak onun da sizden farklı görüşte olma hakkına saygı duyduğunuzu gösterin. Onun duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin. Sizin çocuğunuz olabilir fakat onunda kendi duygu ve düşünceleri olduğunu unutmayın.
  •  Sadece problem varken değil, her şey yolundayken de konuşun. Onu tanımaya ve iç dünyasını anlamaya çalışın.
  • Çocuğunuza özgürlük alanı tanıyın. Kıyafet ve saç biçimi gibi konularda çatışmaya girmemeye özen gösterin ve ona seçimini kendi yapabilmesi için fırsat verin. Güvenli internet erişimi vb. gibi temel tedbirleri aldıktan sonra çocuğunuzun mahremiyetine saygı gösterin. Odasına girerken izin isteyerek girmek gibi..
  • Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın. Bu konuda ihmalkar olmayın.
  • Yaptığı güzel davranışları takdir edin. Olumlu davranışlarına odaklanın.
  • Sorunlarınızı demokratik bir şekilde halletmeye çalışın.Duygu, düşüncelerinizi birbirinize açıkça ifade edebilin.Ebeveyn olarak duygularınızı, beklentilerinizi ve kabul sınırlarınızı ifade edin ve uzlaşma zemini bulmayı hedefleyin.
  • Bu dönemde anne babasını eleştirmeye, tüm olumsuz şeylerin sebebi ebeveynlerinin olduğuna dair söylemlerde bulunmaya yatkın olurlar. Siz anne ve babalar olarak ne olursa olsun çocuğunuzdan vazgeçmeyin.

Unutmayın ergenlik bir süreçtir ve bu süreci sağlıklı atlatabilmek için anne ve babanın rolü çok büyüktür. Eğer çatışmalarınız çözüm bulamayacak kadar karmaşık bir hale gelirse bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin.

Uzman Klinik Psikolog Büşra TONYALI

20 Haziran 2017 Salı

Çocuklarda Öfke: Anne ve babalar ne yapmalı?

Çocuklar genellikle çok istediği bir şey konusunda engellenmiş olduğunda, bir durumdan dolayı hayal kırıklığına uğradığında, “hayır” anlamına gelen ani öfke çıkışlarında bulunabilir. Bağırma, ağlama, tekme atma, çığlık atma, vurma, kendini yere atma hatta zaman zaman başını yere veya duvara vurma gibi davranışlar sergileyebilir. 

Öfke nöbetlerinin sebepleri; çocuğun bir şeyleri kendi yapmak istemesi, kendi seçmek istemesi ve kendi gitmek istemesinin sonucunda ebeveyn ile çatışmasıdır. Çocuklar istediklerini elde edemedikleri zaman öfke nöbetlerine zemin hazırlanmış olur. Çocuk “bağımsız” olmak ister. Ailenin “yapamazsın” diye engel koyduğu durumlarda da nöbetler ortaya çıkar. 

Bazı çocuklar da doğru davranışı yaptığı halde yeterince ilgi göremedikleri için öfke nöbetleri geçirir. Bu şekilde ailesinin dikkatini ve ilgisini çekmiş olur. 

Öfke nöbetleri pekiştirildiğinde de sıklık kazanmış olur. Bir çocuk istediği şeyi ağlayarak elde ettiğini görürse sonrasında ağlayarak, öfke nöbetleri geçirerek isteyecektir. Bir çocuk nöbet sırasında yani ağlama krizi geçirirken fazla ilgi topladığını görürse dikkat çekmek için bu davranışı tekrarlayacaktır.

Peki anne ve babalar nasıl davranmalı ?

İlk olarak çocuğun duygularını ifade etmesi, neye öfkeli olduğunu, neden ağladığını anlaması ve anlatması için etkin bir şekilde dinlemeniz gerekiyor. Çoğu sorunun temelinde birbirimizi dinlemediğimiz, anlamadığımız gerçeği var. Çocuğunuzun kendisini ifade etmesine olanak sağlarsanız bu konuda büyük bir ilerleme kaydedersiniz. 

Bir alışverişe gittiniz ve almaması gereken bir şeyi almak istediğini söyledi. Sizin cevabınız “hayır” oldu ve çocuğunuz ağlamaya başladı. Burada yapmanız gereken şey “hayır” ınızın arkasında durmak ve o şeyi almamaktır. Belki market birbirine girecek, ağlayacak, bağıracak ve çoğu zaman çevredeki insanlar size tuhaf tuhaf bakacak. Buna rağmen almamalısınız. Sakinleşmesini bekleyin. Çocuk ağlayarak bir şeylerin olmasını sağlıyorsa bundan sonrasında da ağlayarak yaptırmaya çalışacaktır. 

Öfke nöbeti sırasında çocuğunuzun bu davranışını yok sayın. Ebeveynlerin zorlandığı ve yapmakta güçlük geçtiği bir davranıştır yok saymak fakat çocuğunuz sizden olumsuz davranış ile ilgi çekmeye çalışıyor olabilir.Eğer ilginizi bu durum ile ona verirseniz, çocuğunuz olumsuz davranışlar ile ilginizi çekmeye çalışmaya devam eder.

Öfke nöbeti oluştuğunda sakinliğinizi koruyun. Güç savaşına girdiğiniz ve inatlaştığınız zaman çocuğunuz bu davranışınızı gözlemleyecek ve sonrasında size bu şekilde davranmaya başlayacaktır. Çocuklar söylediklerinizden çok davranışlarınıza dikkat eder. 

Parka gittiğiniz zamanlar bi saat belirleyin. Ve bu saat azalmaya başladığında haber verin. “10 dakika sonra eve gideceğiz.” gibi. Önceden hatırlatmalar çocuğu hazırlayacaktır. 

Çocuklar da yetişkinler gibi seçimlerini kendileri yapmaktan ve kontrol duygusundan hoşlanırlar. Çocuklarınıza bir şeyleri seçme hakkı tanıyın ve o konuda güç savaşına girmeyin. Örneğin, "Kırmızı kazağı mı giymek istersin yeşil kazağı mı?" gibi. Çocuğunuzun seçmesine imkan tanıyın. 

Çocuğunuzun öfke patlamalarının hangi zamanlarda ortaya çıktığını gözlemleyin. Yorgun olduğunda, okuldan geldiğinde, uyandığında, uykusu geldiğinde gibi durumlarda olabilir. Bu zamanları önceden bilmek size yardımcı olacaktır. 

Nöbet sırasında çocuğunuzun dikkatini başka yöne çekebilir ve farklı bir konu hakkında konuşabilirsiniz. 

Çocuklar öfkelendiklerinde, öfke patlaması yaşadıklarında kendilerini kontrol edemezler.Ona sıkıcı sarılarak onu her türlü kabul ettiğinizi ve güvende olduğunu hissettirebilirsiniz.Ona sakinleşene kadar ona bu şekilde sarılacağınızı söyleyin.

Bunların hepsinin sabır gerektirdiğinin farkındayım. Fakat bunları yapmadan çocuktan olumlu ve sağlıklı tepkiler bekleyemeyiz. Siz olumlu yaklaşırsanız çocuğunuzda size o şekilde yaklaşacaktır. Bu konuda eğer ihtiyaç duyarsanız bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin.



Uzman Klinik Psikolog Büşra TONYALI